12 Eylül AKP İle Sürüyor

Antalya Çağdaş Hekimler > 12 Eylül AKP İle Sürüyor

Çağdaş Hekimler olarak Türkiye’de, ABD yapımı 12 Eylül faşist darbesinin otuz dördüncü yıldönümünde alanlarda olacağız.

Başta meslektaşlarımız olmak üzere tüm halkımızı 12 Eylül 2014 Cuma saat:18.00′da Kapalıyol Halk Bankası önünden başlayacak yürüyüşe katılmaya çağırıyoruz.

Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri 12 Eylül Faşist Darbesinin 34. Yıl dönümünde bir yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirecek.

Tarih: 12 Eylül 2014 Cuma
Saat:18.00
Toplanma Yeri : Kapalı Yol HalkBankası önü

ÇAĞDAŞ HEKİMLER

12 Eylül’ün yarattığı tahribatın sonuçlarını hekimler de büyük ölçüde yaşadılar. 1961 Anayasası ile devletin sağlık alanında güvence olma işlevi 1982 Anayasası’nda düzenlemeye dönüştürüldü. Bu genel çerçeve sağlığın ticarileştirilmesi politikası ile birlikte son 34 yılın temel politik omurgasını oluşturdu.

Tıp fakültesi ve hekim sayısının arttırılması ile kamuda çalışan hekimlerin ücretlerinin düşük tutulması çizgisi, sağlık alanında kamu kurumlarının çökertilmesi ve sağlığın ticarileştirilmesi ile birleştirilince 12 Eylül’ün hekimlik ortamına ilişkin bir diğer sonucu belirginleşiyordu: Değerlerde erozyon/yozlaşma. “Önce insan” diyen hekim “önce para”; “önce eğitim” diyen öğretim üyesi “önce özel hasta ve döner sermaye payı” demeye başlıyordu.

12 Eylül Türkiye’de çalışanların/yaşayanların aleyhine olarak yeni bir ekonomik modelin yürütülebilmesi için yapılan bir faşist darbe olarak yakın tarihte yerini aldı. Bugün içinde yaşadığımız çerçevenin temelleri en genel anlamıyla bu darbe ortamında atıldı. Örgütsüz bir toplum yaratmanın sonucu olarak sağlıksız bir Türkiye tablosuyla karşı karşıyayız.

12 EYLÜL AKP İLE SÜRÜYOR
12 Eylül faşist darbesinin 34. yılındayız.
Otuz dört yıl önce yönetime el koyan CIA’nın “Bizim Çocuklar”ı siyasi partileri, sendikaları, aralarında Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) de bulunduğu meslek odalarını kapattılar; işçilerin-emekçilerin haklarını gasp ettiler/sofralarındaki ekmeklerini çaldılar; toplumu büyük bir terör dalgasıyla susturdular ve piyasacı-özelleştirmeci düzenlemeleri içeren 24 Ocak “Acı Reçetesi”ni halka zorla içirdiler.

12 Eylül faşist darbesinin otuz dördüncü yıldönümünde, AKP Hükümeti tam da 12 Eylül’cülerin açtığı yolda önemli adımlar atmaya devam ediyor.

Ülkemiz tam 34 yıldır 12 Eylül faşist darbesinin belirlediği rotada baskı ve sömürünün sürekli olarak yeniden üretildiği bir sistem ile yönetilmektedir. 12 Eylül bu ülkede faşizmin adıdır.

Milyonlarcamız fişlendi, yüz binlercemiz cezaevine konuldu, on binlercemiz yurttaşlıktan çıkarıldı, yüzlercemiz idama mahkûm edildi,
Bütün demokratik örgütlenmeler tasfiye edildi,
Sendikalar, Dernekler, Meslek Odaları kapatıldı.
Milyonlarca kitap yakıldı ve binlerce film yasaklandı
12 Eylül; sadece o günlerimizi değil, 75 milyonun, Türkiye’nin geleceğini de çaldı.
12 Eylül
Asmayalım da besleyelim mi demekti.
Onların çocuklarının işi bitirmesi demekti.
Türkiye’nin emekçilerin tümüyle teslim alınmasıydı.
12 Eylül Bütün ülkenin cezaevine dönüştürülmesi demekti.
12 Eylül
İşkenceydi, tecavüzdü, ölümdü.
DAL demekti, Mamak demekti, Metris demekti.
12 Eylül Diyarbakır cezaevi demekti.
12 Eylül aynı zamanda bugünkü alacakaranlıktır, gericiliktir, eşitsizliktir, yoksulluktur.
Adını doğru koymak gerekir.
12 EYLÜL BU ÜLKEDE FAŞİZMİN ADIDIR.
Dönemin TİSK Başkanı Halit Narin’in “Şimdi gülme sırası bizde” ve ABD Başkanı Jimmy Carter’a iletilen “Bizim çocuklar işi başardı” sözleri, 12 Eylül faşist darbesinin kimler tarafından hangi amaçla gerçekleştirildiğini açıklamaya yetecek niteliktedir.

12 Eylül faşizmi, emperyalizme bağımlılık ilişkileri içerisinde, 24 Ocak kararları olarak bilinen ve IMF tarafından hazırlanmış olan sömürü politikalarının uygulanabilmesi ve halkın güçlenen mücadelesinin kırılarak yok edilmesi temelinde gündeme gelmiştir.

Bu dönem içerisinde ülkemiz, emperyalizmin ve sermayenin çıkarlarının korunması ve geliştirilmesi yönünde yeniden yapılandırılmıştır. 24 Ocak 1980’de yayınlanan ekonomik program 12 Eylül faşist darbecileri eliyle uygulanmaya konularak ekonomik bunalımın yükü emekçilere kesilmiş, özelleştirmeler ve piyasacı adımlar ile tüm kamusal varlıklarımız uluslararası sermayenin sömürüsüne açılmıştır.

12 Eylül faşizmi; katliamlar, cinayetler, işkenceler, tecavüzler, gözaltılar, tutuklamalar ve idamlar ile birlikte emekçi halkımızın üzerine bir karabasan gibi çökmüştür. Emekten ve insandan yana olan her şey yok edilmeye çalışılmıştır. Faşizme karşı direnen sayısız yiğit, güzel yürekli insanımız katledilmiş, idam edilmiştir. 12 Eylül faşist darbesiyle aslında kendi kaderini ellerine almaya çalışan toplumun adeta elleri kesilmiştir.
12 Eylül’de; ABD emperyalizmi ve yerli işbirlikçileri, sivil faşist çeteler ile birlikte ülkemizin gözlerine mil çekmiş, kulaklarını sağır, gözlerini kör etmiştir. Faşist darbenin toplum üzerindeki yıkıcı etkileri uzunca bir dönem sürmüştür, sürmeye de devam etmektedir. Analar hala 12 Eylül faşizminin katlettiği çocuklarının mezarlarını aramaktadır.

12 Eylül faşist darbesini planlayanlar, gerçekleştirenler ellerini kollarını sallayarak gezmektedir. 12 Eylül faşist darbesinin hesabı ancak darbenin doğrudan muhatabı olan ilerici, devrimci, yurtsever emekçi halk tarafından sorulabilir. Darbenin genlerini taşıyanlar 12 Eylül ile asla hesaplaşamazlar. AKP iktidarının 12 Eylül referandumu sonrası demokrasinin tahsis edileceğine dair propaganda ile servis ettiği sözde 12 Eylül yargılamasının yapıldığı mahkemeler önceden de belirttiğimiz gibi meseleyi birkaç generale indirgemiş ve darbecilerin tırnak içinde yargılandığı bir “gösteri” oluşturmuştur. Darbelerle hesaplaşmak ve demokrasiyi tesis etmek için 12 Eylül referandumunda halkımızdan “evet” oyu isteyen AKP iktidarı tarafından ülkemiz darbe günlerini aratmayan bir hale getirilmiş, açık bir cezaevine çevrilmiştir.

12 Eylül faşist darbesinin zihniyetinini günümüzde de AKP eliyle sürdürüldüğüne sayısız kez tanık olduk.

12 Eylül AKP ile sürmektedir ve tarih 34 yıldır utanç içindedir. 12 Eylülcülerden hesap sorulması gerekiyor. Bu hesap sorma eylemi bugün emperyalizmin, işbirlikçiliğin, gericiliğin, faşizmin, neoliberalizmin varlığına ve tüm politikalarına karşı aktif bir mücadele hattı örmektir. 12 Eylülcüler ve bugün 12 Eylül’ü sürdürenler AKP’nin kurmaca mahkeme salonlarında değil sokakta yenilecektir.

Çağdaş Hekimler olarak bu utancın sonsuza dek sürmeyeceğini de çok iyi bilmekteyiz. Er ya da geç ülkemizi kan deryasına çeviren, en güzel çocuklarımıza kıyan eli kanlı katiller ve onların taşıdıkları zihniyet tarih önünde gerçekten hesap verecektir.

Eşit, özgür, demokratik bir ülke için devrimci mirasımızı sahiplenerek geleceği kurma iddiamızla emperyalizmin, faşizmin ve işbirlikçilerin karşısına dikileceğiz.

Çağdaş Hekimler

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın