Bundan tam bir yıl önce, 22 Kasım 2016 tarihinde yayınlanan 677 sayılı KHK ile kamu görevlerine son verildi.
Öğrencilerinden, hastalarından, halktan….koparılmaya çalışıldılar.
Akdeniz Üniversitesi’nde bilim insanlarıydılar.
Prof. Dr. Erdal Gilgil, Yard. Doç. Dr. Hafize Öztürk Türkmen, Doç. Dr. Mustafa Cumhur İzgi, Prof. Dr. Nursel Şahin, Yard. Doç. Dr. Suzan Yazıcı, Prof. Dr. Taha Karaman, Doç. Dr. Süleyman Ulutürk ve Yard. Doç. Dr. Bülent Şık.
Araştırarak, sorgulayarak gerçeğe ulaşmak için akademide olmayı tercih etmişlerdi.
Yaşamı, bilimsel özgürlüğü, düşünce özgürlüğünü, barışı , kardeşliği savunmayı kendilerine ilke edinmişlerdi.
Yaşamları boyunca olduğu gibi; o günün dünyasını ve Türkiye’deki ortamı dert etmişlerdi kendilerine.
İçinde yaşadıkları topluma karşı sorumlu oldukları için bilim insanları olarak sürekli toplum yararına çalışıyorlardı.
Bilim insanları olarak onları değerli kılan kuşkusuz, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, adalet , demokrasi, barış için ödemeye gönüllü oldukları bedellerdi.
Tam bir yıl önce, bir gece vakti görevlerinden uzaklaştırıldılar, hedef gösterildiler, maaşları kesildi, yurtdışına çıkış yasakları konuldu.
Öncesi de dahil olmak üzere bugüne kadar gözaltı/tutuklama tehditleri, mesleklerinin gereği olan uluslararası bilimsel çalışmalara katılma haklarının engellenmesi , basın ve sosyal medya yoluyla hedef gösterilmeleri de dahil olmak üzere, sayısız hukuk dışı ve utanç verici baskılara maruz kaldılar, kalmaya da devam ediyorlar.
En karanlık dönemlerden birisinde, en karanlık günlerin tam ortasındayız.
Prof. Dr. Erdal Gilgil, Yard. Doç. Dr. Hafize Öztürk Türkmen, Doç. Dr. Mustafa Cumhur İzgi, Prof. Dr. Nursel Şahin, Yard. Doç. Dr. Suzan Yazıcı, Prof. Dr. Taha Karaman, Doç. Dr. Süleyman Ulutürk ve Yard. Doç. Dr. Bülent Şık, diğer yol arkadaşları gibi onurumuz olmaya devam ediyorlar.
Susturmak, yıldırmak, açlıkla terbiye etmek için yapılan saldırılara onurlarından ödün vermeyerek, mücadele ediyorlar.
Yılgın değiller, korkmuş değiller, kararsız değiller, karamsar değiller, umutsuz hiç değiller.
Eğilip bükülmüyorlar, atalet içinde hiç değiller.
Özellikle son bir yıldır, geçirdikleri binbir türlü zorluklara karşın akademik özgürlük, barış, eşitlik, özgürlük, kardeşlik, emek, barış ve demokrasi mücadelesini sürdürmeye kararlılar.
Üniversitelerine, öğrencilerine, bilime, ülkemize ve halkımıza, sahip çıkmaya kararlılar.
Üretmeye, düşünmeye, sorgulamaya , öğrenmeye, ve öğretmeye devam ediyorlar.
Ülkemizin ve üniversitelerimizin özgür ve demokratik olması için sonuna kadar mücadele etmeye kararlılar.
Yolları ve yolumuz açık olsun.