Antalya’da, Sağlıkta Dönüşüm protestosu

Antalya Çağdaş Hekimler > Antalya’da, Sağlıkta Dönüşüm protestosu

Antalya’da yüzlerce sağlıkçı beyaz önlükleri ile eylemdeydi Antalya’daki öğretim üyeleri, doktorlar ve tıp fakültesi öğrencileri, sağlıkçılar beyaz önlükleriyle yürüyüş yaptı.

 

Antalya’da, Sağlıkta Dönüşüm protestosu

Antalya’da yüzlerce sağlıkçı beyaz önlükleri ile eylemdeydi Antalya’daki öğretim üyeleri, doktorlar ve tıp fakültesi öğrencileri, sağlıkçılar beyaz önlükleriyle yürüyüş yaptı.

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, asistan doktorları, öğrencileri başta olmak üzere Antalya’da yaklaşık 650 kişilik grup kentin merkezinde bulunan Aydın Kanza Parkı’nda toplandı. Sağlık Bakanlığı’nın üniversite hastanelerinde uygulamaya koyduğu performans sistemi başta olmak üzere Sağlıkta Dönüşümü protesto etmek amacıyla toplanan sağlık emekçileri ve tıp öğrencileri Güllük Caddesi boyunca beyaz önlükleriyle yürüyerek Sağlık Bakanı Recep Akdağ’ı istifaya çağırdı.

Yürüyüş sırasında bir yandan ellerindeki bildirileri yoldan geçenlere dağıtırken diğer yandan da “Bakan istifa”, “Vatandaş uyuma, sağlığına sahip çık”, “Performans sistemine hayır”, “AKP Sağlığa Zararlıdır” sloganları atan sağlık emekçilerine yurttaşlar alkışlarla destek verdi. Yavuz Özcan Parkında ‘Hayde’ türküsü ile devam eden eylemin sonunda Prof.Dr. Sema Akman grup adına bir basın açıklaması yaptı.

Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi adına basın açıklamasını okuyan Prof. Dr. Sema Akman, sağlıkta dönüşüm adı verilen yeni sistemin aslında bir aldatmacadan ibaret olduğunu belirterek, “Başlangıçta halka şirin görünen, göz boyamacı sağlıkta dönüşüm projesinin maskesi düşmeye, şeker kaplı zehir ortaya çıkmaya başlamıştır. Sonuç olarak doğuştan hakkınız olan sağlık, ancak para ile satın alacağınız bir hizmet haline getirilecektir” diye konuştu.

Etkinlik fotoğrafları için Slayt gösterisi başlat-1

Etkinlik fotoğrafları için Slayt gösterisi başlat-2

Basın Açıklaması

Tıp Fakülteleri öğretim üyeleri olarak, 31 Ocak ve 10 Şubat 2011’de hastanelerimizde eylemdeydik.

Bugün de öğrenciler, doktorlar, öğretim üyeleri, hemşireler, kısacası tüm sağlık çalışanları olarak burada bir amaçla toplandık:

Amacımız; “Sağlıkta dönüşüm” adı verilen ve daha iyi sağlık hizmeti vaadiyle aslında halkı aldatmayı hedefleyen projenin yıkıcı etkilerini siz vatandaşlarımıza anlatmaktır.

Başlangıçta halka şirin görünen, göz boyamacı sağlıkta dönüşüm projesinin maskesi düşmeye, şeker kaplı zehir ortaya çıkmaya başlamıştır.

Şu sıralarda Marmara Üniversitesinde başlatılan yeni bir uygulamanın yaygınlaştırılması için yasal düzenleme yapılmıştır. Nihai amaç, Üniversite Hastanelerinin önce Sağlık Bakanlığı’na, daha sonra zaman içinde diğer kamu hastaneleriyle birlikte özel sektöre devredilmesidir. Bu süreci vatandaşların katkı payı altında değişik ödemeleri ve özel sağlık sigortalarına para akıtmaları izleyecektir.

Sonuç olarak doğuştan hakkınız olan sağlık, ancak para ile satın alacağınız bir hizmet haline getirilecektir. Bir başka deyişle vatandaşa  “hakkın olan değil, paran kadar sağlık” diyen bir sistem adım adım dayatılmaktadır.

Tıp fakültesi hastanelerinin iyi işletilmediği öne sürülmektedir.  Kamuoyunu yanıltmak için de kullanılan muayene ve ameliyat sayıları ile yapılan değerlendirmelerin hiçbir bilimsel dayanağı yoktur. Tıp fakülteleri maliyetin altında hizmet üretmeye zorlanmaktadır.

Beyanları ile gazete köşelerinde bu konuyu çarpıtanların hizmeti üreten bizlerin sözlerine kulak vermek niyetleri olmadığı gibi karşımıza çıkıp tartışma cesaretleri de yoktur.

Tıp fakülteleri ürettikleri sağlık hizmetinin karşılığını alamamakta, kasıtlı olarak zor duruma düşürülmekte, “Siz yönetemiyorsunuz”  denmekte ve “el koyma” planı işletilmektedir.

Öte yandan alelacele altyapısı hatta binası dahi olmayan yeni tıp fakülteleri kurulmakta, sağlıksız kadrolaşmaya gidilmektedir.

Sağlık ocakları ve devlet hastaneleri sağlık hizmeti için, tıp fakültelerine bağlı hastaneler ise tedavisi zor hastalıkları tedavi etmek ve bunun yanı sıra eğitim ve araştırma amacına hizmet etmek için kurulmuşlardır.

Değişen mevzuatla önce devlet hastanelerinde, sonra üniversite hastanelerinde, sadece bakılan hasta sayısına dayalı bir performans değerlendirme düzenine geçilmiştir. Böylece kaliteli, bilimsel, akılcı bir sağlık hizmetini önemsemeyen, kaliteye değil sayıya bakan bir uygulama başlatılmıştır.

Sözde; daha çok hasta bakılacak, kuyruk azaltılacak, vatandaşa hizmet sunuluyor gibi yapılacak, ancak gerçekte muayene ve tetkike gerektiği kadar zaman bırakılmayarak sağlık sorunlarınız hiçe sayılmış olacaktır. Bunun örneklerini şu anda devlet hastanelerinde gözlemlemek mümkündür.

“Hoca farkını kaldırma kanunu”  diye basite indirgenerek kamuoyunda çarpıtılan ve hocaları performans vaadi ile kandırmaya çalışan bu değişiklikler aslında üniversitelerin mali yapısını tamamen bozmakta, bu yolla üniversitelerin ölüm fermanı hazırlanmaktadır. Yakın gelecekte toplum sağlığında telafi edilemez yaralar açılacaktır, çünkü bu değişiklikler ile öğretim üyesi kaliteli hizmeti umursamadan alelacele ama çok sayıda hasta muayene etmeye zorlanmaktadır.

Ayrıca unutulmamalıdır ki kaliteli tıp eğitimi; tıp öğrencisinin ve asistanın hakkı, öğretim üyesinin ise hem hakkı, hem görevidir.

“Performans uygulaması” adı altında bu haklar ve görevler yok edilmektedir,

Yüzyıllardır süregelen güvene dayalı hekim-hasta ilişkisi zedelenmektedir,

Hastalar hekimlerin acılarını dindirmeye çalıştığı insanlar değil paraya dönüştürülebilen sayılara indirgenmektedir.

Asistanlarımız ve sağlık çalışanlarımız hizmet baskısı ile köle haline getirilmektedir.

Bugün burada hayatında bir kez bile “hoca farkı” almamış ve almayacak hocalar çoğunluktadır.

Biz öğretim üyelerinin haykırışı yetkililerce iddia edildiği gibi “hoca farkının” kalkması nedeniyle değildir.

Elbette çok uzun süren eğitime dayalı bilgi ve emeğimizin karşılığı olan ve emekliliğimize yansıyan ücreti istemek hakkımızdır. Emeğimizin karşılığını hiçbir zaman alamadığımız, çeşitli yasal düzenlemeler ve adaletsiz uygulamalarla yıllardır mağdur edilmemiz bir gerçektir. Mağduriyetimiz gidermek yerine yeni mağduriyetler getirilmektedir.

Hastaların nitelikli sağlık hizmeti alması ile paralel olarak sağlık çalışanlarının özlük haklarını koruyucu düzenlemelerin oluşturulması konusundaki uyarılarımız sürekli göz ardı edilmiş, haksız ve kışkırtıcı söylemler ile hekimler ve toplum karşı karşıya getirilmeye çalışılmıştır.

Özetle bu yeni düzenlemeler ile iyi hekim yetişmesi ve hastaların nitelikli sağlık hizmeti alması mümkün olamayacak; eğitim, araştırma ve kaliteli hizmetin birlikte yürütüldüğü, akademik özerkliğe sahip üniversite hastaneleri yok olacak, tedavisi çok zor ve zaman alan hastalara bakılamaz hale gelecektir.

Bizlerden toplanan vergilerle kurulan üniversiteler hepimizindir; bugünümüzü karartan ve geleceğimizi tehlikeye atan bu plana hep birlikte karşı çıkmalı üniversitelerimizin çökertilerek haraç mezat satılmasına seyirci kalmamalıyız.

Bu durumu tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşıyor ve geri dönülmez bir noktaya gelmeden gerekli düzeltmelerin yapılması için yetkilileri uyarıyoruz.

 

Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi Antalya Kolu

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri

Antalya Tabip Odası

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın