Antalya’da “Geleceğimiz İçin Hayır” diyenler buluştu.
Aralarında Çağdaş Hekimler’inde bulunduğu “Geleceğimiz İçin Hayır” platformu düzenlediği etkinlikle “HAYIR” çalışmalarına başladığını duyurdu.
Mesleğimiz, Meslek Onurumuz, İş Güvencemiz, Özlük Haklarımız, Emeğimiz, Geleceğimiz, Halkın Sağlık Hakkı, Ülkemiz… için Çağdaş Hekimler olarak HAYIR diyoruz.
Aralarında KHK’larla görevinden uzaklaştırılan akademisyenler , kamu emekçileri, Şair, Şükrü Erbaş, Eğitimci-Yazar Hasan Kıyafet ve Sanatçı Hakan Yeşilyurt’unda olduğu etkinliğe katılan yüzlerce kişi hep birlikte “Geleceğimiz İçin HAYIR” dedi.
HAYIR çalışmalarına başlanıldığını duyuran ortak basın açıklamasını , Antalya Geleceğimiz İçin Hayır Platformu adına Yard. Doç. Dr.Hafize Öztürk Türkmen okudu.
Yard.Doç.Dr. Hafize Öztürk Türkmen, “14 yıllık AKP iktidarı döneminde baskı, zulüm, hırsızlık, yolsuzluk, anti-demokratik uygulamalar altında yaşıyoruz” ifadeleriyle başladığı açıklamasında, “Bugün gündeme getirilen Cumhurbaşkanlığı sistemi olarak halka yutturulmaya çalışılan diktatörlük projesi, AKP/Saray rejiminin suçlarını ört bas etme girişimidir. Sarsılan iktidarını yeniden ayağa dikme projesidir. Başkanlık sistemi ihtiyacı, iktidarının temelleri sarsılan Sarayın fiilen sürdürdüğü diktatörlüğü anayasal güvenceye kavuşturmak istemesidir. dedi.
Yard.Doç.Dr. Hafize Öztürk Türkmen açıklamasına şöyle devam etti: “Bizler biliyoruz ki başkanlık-cumhurbaşkanlığı sistemi diye ülkemizin önüne getirilen şey, yasama, yürütme ve yargının tek kişinin iradesine bağlanmasıdır. 12 Eylül faşizmi tarafından kısıtlı hale getirilen parlamenter denetim ve müdahale olanaklarının tamamen kaldırılmasıdır. Ülkemizi 14 yıldır gerici faşist bir kuşatmaya alanların, mezhepçi faşist bir diktatörlük kurma yolunda kalan engellerin kaldırılmasıdır. Yargının bir kişiye bağlandığı hukukun olmadığı, bir kişinin ağzından çıkan her şeyin kanun sayılacağı bir sistem demektir. Yıllardır süren büyük yağma ve talanın önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Kadınlar üzerinde ki gerici, erkek egemen baskı ve kuşatmanın artarak devam etmesi ve buna bağlı olarak, şiddetin, kadın cinayetlerinin, ve çocuk istismarının artması demektir. Başkanlık sistemi, iktidardan düştüklerinde yargı önüne çıkması gerekenlerin yasal zırhlara kavuşma çabasıdır.”
“Önümüzde iki seçenek var” diyen Yard.Doç.Dr.Hafize Öztürk Türkmen açıklamasını, “Ya gerici faşist diktatörlüğün tam anlamıyla hayata geçirildiği savaş ve kaos içinde bir ülkede yaşıyor hale geleceğiz ya da buna engel olacak laik-demokratik, eşitlik ve kardeşlik içindeki bir ülkenin adımlarını atacağız. Memleketimizi gericiliğe, faşizme terk etmeyeceğiz. Eşit, özgür, barış ve kardeşlik içinde yaşanan bir ülke için diktatörlüğe hayır” ifadeleriyle tamamladı.
Basın açıklaması sonrası yapılan sinevizyon gösterimi sonrası Şair Şükrü Erbaş konuşma yaptı. Şükrü Erbaş konuşmasında, “Aslında bizler şunlara hayır diyoruz: Bu iktidarın oluşturduğu karabasana hayır diyoruz. Cehalete hayır diyoruz. Kabalığa hayır diyoruz. Küstahlığa hayır diyoruz. İkiyüzlülüğe hayır diyoruz. Sığlığa hayır diyoruz. Saldırganlığa hayır diyoruz. Düzeysizliğe hayır diyoruz. Saygısızlığa hayır diyoruz. Hoyratlığa hayır, küçümsemeye hayır ukalalığa hayır, kabadayılığa hayır, sevgisizliğe hayır, haysiyetsizliğe hayır, ölüme ve öldürülmeye hayır diyoruz” ifadelerine yer verdi.
Yard. Doç. Dr. Hafize Öztürk Türkmen,“İşimize geri dönmek, bilimsel araştırmalarımıza devam etmek ve öğrencilerimize kavuşmak için hayır diyoruz. Ben kendi adıma İyi Hekimlik değerleriyle, halkın sağlık hakkının yeterince hayata geçirilmesini istiyorum ve bunun için hayır diyorum. Ben bir kadın olarak hayır diyorum. Yaşamı her anlamda yeniden üreten bir kadın olarak diyorum” diyen Hafize Öztürk Türkmen, “Ben inanıyorum ki bu kadim topraklarda yaşayan insanlarımız geleceğine sahip çıkacak ve hayır diyecektir” ifadelerinde bulundu.
İşten atılan BES üyesi Nihat Akkaya ve Eğitim Sen üyesi Hasan Taşkın konuşmalarında mücadele etmeye devam edeceklerini ifade ettiler.
Etkinlik, Hakan Yeşilyurt’un “Hayır”a uyarladığı Eftelya şarkısının büyük bir coşkuyla söylenmesiyle sona erdi.