TTB seçimlerine doğru-I-Ata Soyer

Antalya Çağdaş Hekimler > TTB seçimlerine doğru-I-Ata Soyer

TTB seçimleri yaklaştı ya, eline çamuru alan TTB yönetimine ve yöneticilerine savurmaya başladı. Bütün dertleri, 1966’dan bu yana, yani 40 yılı aşkın süredir bu ülkede demokrasiden, insanlıktan, soldan yana bir geleneği yok etmek. Üstelik bu yok etme çabası, sol görünümlü ağızlardan da dökülüyor.

Nedir dertleri, ne istiyorlar?

En temel istek, ülkemizin mevcut koşullarında bir demokratik cepheye dönüşmüş durumunda kalan DİSK-KESK-TMMOB-TTB çatısını mümkün olduğu kadar parçalamak. Ve bu yapıları işlevsiz kılmak. Birer muhalefet odakları gibi görülen bu yapıları, sistemin ehlileştirilmiş parçaları haline getirmek. 1980’den beri süregiden bu politika, AKP ile değişik de bir boyut kazandı. Ama, işi AKP’ye havale etmeden çözmek isteyenler de var. Ya da öyle görünüp de çözmek isteyenler diyelim. Ama amaçları aynı, TTB’yi (ve mümkünse diğerlerini) sistemin kasasına koymak!

Peki, bu TTB hiç mi yanlış yapmıyor? Hiç eleştirilemez mi bu örgüt yönetimi ve yöneticileri? Her yaptıkları doğru mu? Tabii ki değil. Bu örgütler, eleştiri üstü de değil, yöneticileri de. Ancak burada söz konusu olan, bu örgütlerin eleştirilemezliği değil. Onların sisteme karşı bir odak olmaları ile sistemin bir uzantısı olmaları arasındaki seçim. Devletin derinliklerinden hükümetin yüzeyine kadar sistemin tüm odakları, TTB ve diğer demokratik örgütleri, bir yandan kendi alanları dışında faaliyet göstermekle ve bu nedenle etkisiz olmakla suçlarken, diğer yandan da nedense etkisizliğini ilan ettikleri bu yapıları ele geçirmeye uğraşıyorlar.

Ele geçirip de ne yapıyorlar dersiniz? Siz hiç bu ülkede, bizlerin dışında yönetimi olan meslek örgütlerinin ülke için, toplum için, kendi üyelerinin geneli için “hayırlı” bir iş yaptığını gördünüz mü, duydunuz mu? Örneğin, 2003 yılından bu yana Türkiye’yi sarsan sağlıkçı eylemlerini SES, Devrimci Sağlık-İş, kısmen de diğer meslek örgütleri ve sendikaları ile birlikte yaparken TTB, bizi eleştirenler ne yapıyordu? AKP’li yöneticilerin bile muhalif partilere, “şu TTB kadar bile olamadınız” dediği bir noktada, Dünya Bankası dokümanlarında “bu reformların en büyük engeli TTB” yazarken, TTB düşmanları ne ile meşguldü? Varsayalım ki, TTB ve Tabip Odaları sağlıkta dönüşüm adı altında, toplumun ve sağlık çalışanlarının haklarına yönelik saldırılara karşı eylem yaparak, uyarı görevlerini yaparken yanlış yaptılar. Peki bu çizgiyi eleştirenler, farklı ne yaptılar? Siz hiç İstanbul Tabip Odası’nın, Ankara Tabip Odası’nın, Adana Tabip Odası’nın, Samsun Tabip Odası’nın, Denizli Tabip Odası’nın, Edirne Tabip Odası’nın, Tekirdağ Tabip Odası’nın, Eskişehir Tabip Odası’nın vb. dışında, TTB yönetimine muhalif bir yapının, hadi eylemlilikten vazgeçtik, dişe dokunur bir etkinliğine şahit oldunuz mu? Olamazsınız, çünkü onların işlevi, ele geçirdikleri örgütü işlevsiz bırakmak, sisteme teslim etmektir.

Ayrıca, bize yönelik soldan görünümlü saldırılara da aldanmayın. Çünkü, 1997 yılından bu yana, yani 28 Şubat operasyonu ile yukarıda saydığım örgütleri yarma girişiminden bu yana, TTB yönetimine muhalif tüm çizgiler bir arada. “Solcu”su, milliyetçisi-ırkçısı, dincisi, aklınıza gelen hepsi. Kanıt mı istiyorsunuz? Eh verelim. 2002 yılında TTB seçimlerinde, bizim; yani Etkin Demokratik TTB grubunun listesine karşı çıkan listede, şimdiki Sağlık Bakanı Sayın Recep Akdağ da yer alıyordu. Denilebilir ki, bu demokratik bir yarışmadır, yer alabilir. Doğru, yer alabilir. Zaten bizim derdimiz, Sayın Akdağ ile değil. O her zaman olması gereken yerde olmuş, bizim karşımızda. Ya “sol” görünen ve bugün TTB yönetimini AKP’ye yeterince muhalefet yapmamakla eleştirenler? Örneğin, biri var ki “iftiracı-ihbarcı karga” namıyla -her ne kadar kendisine serçe, bıldırcın, vb. isimler taksa da- sağda solda tüm TTB çevresini “Kürtçü, sosrosçu vb.” diye karalayarak, kamuoyu oluşturmaya çalışıyor. O zaman adama demezler mi, 2002’de bugün yeterince muhalefet etmediğimizi söylediğiniz, AKP’nin sağlık bakanının yer aldığı listede nasıl yer aldın? İşte liste: Suat Tülek, Mehmet Altınok, Ali Rıza Üçer, Çetin Ak, Ahmet Haki Türkdemir, İsmet Hisar, Atilla Demirkasımoğlu (Yönetim), Cumhur Akpınar, Hasan Bağcı, Vefa Aloğlu (Denetleme), Recep Akdur, Orhan Aybers, Fuat Altay, İrfan Dönmez, Faruk Şahin, Ahmet Tevfik Ozan, Recep Akdağ, Yıldırım Beyatlı Doğan, Yunus Yıldızkan (Onur).

Evet söz sırası sizde, bizi AKP’ye yeterince muhalefet etmediğimiz noktasında eleştiren meslektaşlar! Söyleyin bakalım, sağlıkta dönüşümün sembolü olmuş bir insanla aynı listede yer alışınızı, hangi ulvi gerekçelerle açıklayacaksınız? Yoksa, klasik bir “düşmanımın düşmanı dostumdur” ilkesi sahibi misiniz? Önce bunu anlatın, sonra tartışmaya devam edelim…

Ata Soyer

10/03/2008/Evrensel Gazetesi

Son Yazılar

Paylaş:

Bize Ulaşın