TTB yönetimine adayız

Antalya Çağdaş Hekimler > TTB yönetimine adayız

Etkin Demokratik Türk Tabipleri Birliği Grubu olarak uzun yıllardan süzülüp gelen birikimimizle 2008-2010 döneminde TTB yönetimine aday oluyoruz.

 

GELENEKTEN GELECEĞE GELİŞEREK ÇOĞALIYORUZ

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 57. Büyük Kongresi birçok zorluğa göğüs gererek, korumaya çalıştığımız iyi hekimlik değerlerinin yok sayıldığı; sağlık ortamında yaşanan karmaşanın, mesleğimize ve emeğimize saygısızlığın her geçen gün arttığı, kendi çalışma ortamlarımıza yabancılaştırıldığımız bir dönemde toplanıyor.

Etkin Demokratik Türk Tabipleri Birliği Grubu olarak uzun yıllardan süzülüp gelen birikimimizle 2008-2010 döneminde TTB yönetimine aday oluyoruz.

Bizler;

*Demokratik, laik, bağımsız bir ülkede barış ve kardeşlik içinde bir arada yaşamayı,

*Temel insan hak ve özgürlüklerine saygıyı,

*İyi ve onurlu hekimliğin önkoşulu olan demokrasiyi,

*Bütün toplumsal zenginliklerin yaratıcısı olan emeği,

*Sağlık hakkı kadar vazgeçilmez olan özgürlükleri,

*Sağlık hizmetlerinin sunumunda ve geliştirilmesinde insanı temel almayı,

*Sağlığın genel vergilerden finansmanını ve bütçeden yeterli pay ayrılmasını,

*Herkese eşit, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hizmetlerini,

*Tüm toplumu kapsayan kamucu-eşitlikçi bir sağlık sistemini,

*Sağlık hizmetine ulaşmak için nüfus cüzdanının yeterli olmasını,

*İyi ve onurlu hekimlik değerlerini,

*Meslektaşlarımızın haklarının korunmasını, mesleki etik değerlerin geliştirilmesini,

*Hekimlerin mesleki, özlük hakları için etkin mücadeleyi,

*Hekimlerin ikinci, üçüncü işlerde çalışmalarını gerektirmeden geçinebilecekleri ve mesleki gelişimlerini sürdürebilecekleri ücret politikalarını,

*Hekim emeğinin değerlendirilmesi ve ücretlendirilmesinde TTB ve tabip odalarının yetkili olmasını,

*Birinci basamak sağlık hizmetleri ve koruyucu hekimliğe öncelik verilmesini,

*Ülke gereksinimlerine uygun ve nitelikli tıp eğitimini,

*Ayrı bir tıp disiplini olarak Pratisyen Hekimliği savunuyoruz.

Sağlıkta Neoliberal Dönüşüm

AKP Hükümeti’nin IMF ve Dünya Bankası’nın direktifleri doğrultusunda hayata geçirmeye çalıştığı Sağlıkta Dönüşüm (!) Programı ise bizler için var olandan çok daha kötü koşulları dayatıyor.

Esas itibariyle sağlığın özelleştirilmesini hedefleyen bu neo-liberal program başlıca şu adımlardan oluşuyor:

*Sağlık Bakanlığı’nın sağlık hizmeti sunumundan çekilmesi; kamu sağlık kurumlarının ilk aşamada il özel idareleri ve belediyelere, daha sonra özel sağlık sektörüne devredilmesi.

 

*Finansmanın tümüyle vatandaşlardan toplanan primlere bırakıldığı Genel Sağlık Sigortası (GSS) ile sağlık vergisi alınması; primini ödeyemeyenlerin sağlık hizmetlerinden mahrum bırakılması.

*Kamu sağlık kurumlarının kaynaklarının, yatırımlarının ve personel alımlarının kısıtlanarak çökertilmesi; sağlığa ayrılan kamusal kaynakların özel sağlık sektörüne aktarılması.

*Birinci basamak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesine temel oluşturmak amacıyla sağlık ocaklarının tasfiye edilmesi; yerine “Aile Hekimliği İşletmeleri”nin kurulması.

*Kamu hastanelerinin kar-zarar hesabına göre çalışan “Sağlık İşletmeleri”ne dönüştürülmesi; hekimlerin iş güvencesinin kaldırılarak sözleşmeli statüde ve/veya taşeron firma elemanı olarak çalıştırılması.

*Fevkalade yetersiz olan hekim temel ücretlerinin arttırılması yerine performansa dayalı döner sermaye uygulaması.

*İşyeri hekimliği alanında TTB’nin eğitim, ücretlendirme ve görevlendirme yetkisinin ortadan kaldırılması; işyeri hekimlerinin ücret ve çalışma koşullarının belirlenmesinin işverenlerin insafına bırakılması. (İstihdam Paketi)

*Sağlık harcamalarının ve GSS’nin maliyetinin azaltılması içi hekimlerin reçete yazma, hastaların ilaca ulaşma haklarının Bütçe Uygulama Talimatlarıyla kısıtlanması.

*Branş nöbetleri, adli nöbetler, rotasyonlar, geçici görevler gibi angaryalarla sağlık sisteminin köklü sorunlarını hekim mağduriyeti üzerinden “çözme” çabaları.

*Tıp eğitiminin kalitesinin yükseltilmesi yerine altyapısı yetersiz yeni tıp fakülteleri açılarak hekim emeceğinin ucuzlatılması.

Yoksulluk ve yoksunlukları artıran, toplumsal eşitsizlikleri derinleştiren, kamu sağlık hizmetlerini çökerten, sağlık hizmetlerini piyasalaştıran, iş güvencemizi ortadan kaldıran, çalışanları işsizleştiren, geleceğimizi karartan bu program beş yıldır hekimlik ve sağlık ortamımızı tahrip etmeye devam ediyor.

Hekimlere yönelik sevgisiz, hürmetsiz ve değer bilmez tutumlar; Mecburi Hizmetin tekrar çıkarılması; adaletsizlik, keyfilik, partizanlık, hukuksuzluk; sağlıkta Cumhuriyet tarihinin en büyük kadrolaşma operasyonu; eğitim hastanelerindeki klinik şeflikleri ve şef yardımcılıklarının yandaş ve menzildaşlara kritersiz, sınavsız ulufe olarak dağıtılması; hekimler üzerindeki idari baskılar, soruşturmalar, cezalar, sürgünler; sağlıkta taşeronlaştırma yoluyla hekimlerin mevsimlik ve saatlik işçi statüsünde çalıştırılma girişimi; TTB’nin asgari ücret belirleme yetkisinin kaldırılarak hekim emeğinin ucuzlatılmaya çalışılması, bir yandan Dubai şeyhlerinin ricalarını yerine getirmek, diğer yandan hekim ücretlerini açlık sınırının da altına çekmek amacıyla 50-100 dolara yabancı hekim ithali projesi Sağlıkta Dönüşüm (!) Programı’nın hekimlik ve sağlık ortamımıza yansımalarının bazıları oldu.

Hastayı “müşteri”; hastalığı ve hasta tedavisini, dev boyutlu “bilboard”larda reklâmı yapılan “mal ve hizmet” malzemesi olarak gören ve bu bezirgân felsefesinin gıdası “eşitsizlik ve hızlı tüketim”dir. Sağlıkta eşitsizliğin Türkçesi, “ne kadar para, o kadar sağlık” demektir. Sağlık alanında daha şimdiden, hiçbir dönemde görülmediği oranda artan reklâmlarla kamçılanan tüketim, sonuçta başlıca ilaç ve dışa bağımlı teknoloji aracılığı ile çokuluslu şirketlere kaynak transferi demektir.

Toplumda eşitsizliğe, adaletsizliğe, yoksulluğa, işsizliğe, örgütsüzlüğe yol açan ve sağlık sorunlarını daha da ağırlaştıran özelleştirme eksenli bu politikalara karşı “Özlük Haklarımız, İş Güvencemiz, Meslek Onurumuz, Sağlık Hakkı” taleplerimizle GöREV etkinlikleri de dahil uzun soluklu bir mücadeleyi yıllardır hep birlikte yürütüyoruz.

Türkiye sağlık ve hekimlik ortamına yönelik saldırıya karşı durmanın ancak etkin-demokratik-katılımcı bir TTB ile mümkün olduğunu; mesleki geleceğimizin güvencesinin bütün hekimleri kapsayan ve “hem mücadele, hem müzakere” perspektifiyle birlikte mücadele eden, kapısı ve olanakları bütün hekimlere açık bir meslek örgütü olduğuna inanıyoruz.

Önceliklerimiz

Hekimler adına değil hekimlerle birlikte karar alma ve birlikte mücadele etme geleneğini sürdüreceğiz.

Eşit, ücretsiz, ulaşılabilir ve nitelikli sağlık hakkı talebimizi savunmaya devam edeceğiz.

Kamusal sağlık hizmetlerinin tasfiyesi ve sağlığın piyasalaştırılması girişimlerine ve yasa tasarılarına karşı tüm emek örgütleri ile birlikte karşı durmaya devam edeceğiz.

Hekimlik ortamının “gerçekleri”ni anlatarak hekimlerin çalışma koşullarının ve gerçek ücretin herkes tarafından bilinmesini sağlayacağız.

Özel sağlık alanında hekim emeği sömürüsüne son verilmesi için yürüttüğümüz çalışmaları etkinleştireceğiz.

Gerek iktidarın hukuk tanımaz uygulamalarına karşı verilen mücadelede, gerekse meslektaşlarımızın hukuki sorunlarının çözümünde hukuk büromuzun etkinliğini artırarak sürdüreceğiz.

Hekimler arası sosyal, kültürel birlikteliklerin arttırılması için yeni imkânları ortaya çıkaracağız.

Tıp eğitiminde uyarıcı, uzmanlık eğitiminde düzenleyici rolümüzü sürdürmeyi ve bilimsel ölçütleri oluşturmayı ve savunmayı sürdüreceğiz.

İşyeri hekimliği alanında meslek örgütümüzün ve işyeri hekimlerimizin kazanımlarını savunmaya, alana yönelik müdahalelere karşı çıkmaya devam edeceğiz.

Tabip odalarımızın tüm bir toplumsal yaşamdaki gücünü ve saygınlığını artırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Kamu sağlık alanındaki partizanca kadrolaşmalara karşı çıkacağız.

Sağlık ocaklarımızdan, iş güvencemizden, mesleğimizden vazgeçmeyeceğiz; ya tüccar olacaksın ya sefalet ücretine mahkûm olacaksın dayatmasına boyun eğmeyeceğiz.

Demokratik, laik, bağımsız, özgür bir ülkede gönüllü, eşit ve adil bir yaşam sürdürebilmek;

Eşit, ücretsiz, nitelikli, ulaşılabilir bir sağlık hizmeti ve hak ettiğimiz iyi koşullarda insanca yaşayabileceğimiz bir gelir ve özlük haklarıyla, gelecek endişesi duymaksızın mesleğimizi uygulayabileceğimiz bir sağlık ortamı için…

Yani gerçek anlamda iyi hekimlik için…

Etkin

Demokratik

Mücadeleci

Türk Tabipleri Birliği

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın