Zararların Kamulaştırılması, Karların Özelleştirilmesi-Osman Elbek

Antalya Çağdaş Hekimler > Zararların Kamulaştırılması, Karların Özelleştirilmesi-Osman Elbek

Ne ilginçtir ki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) demokratikleşme paketinin yarattığı tartışma ile kıyaslandığında ihmal edilecek oranda kamuoyunu meşgul etmektedir Kamu Hastane Birlikleri Kanunu Tasarısı. Oysa eğitimin, sağlığın ve sosyal güvenliğin hak olarak tanımlanmadığı bir cumhuriyette demokrasi yeşerebilir mi?

Yasa koyucu Kamu Hastane Birlikleri Kanunu’nu katılımcılığı arttırmak ve kaynakların etkin ve verimli kullanılması amacıyla hazırladığını belirtiyor. Kanun hükümleri tüm hastanelerin ve hastanelerin bağlı olacağı Birliğin yönetim kurullarıyla yönetileceğini hükme bağlamaktadır. Oluşturulan yönetim kurulları ise acil bakımdan diyaliz ihtiyacına, alınması gereken tıbbi cihazlardan yeni yatırım hatta personel ihtiyaçlarına kadar sağlık alanının her bir noktasında tam yetkili kılınmışlardır. Hatta yönetim kurulları hastanelerin her türlü taşınmazı konusunda da söz sahibidirler.

Kanun sağlık alanında geniş takdir yetkisi ile donattığı yönetim kurulu organlarının yapısına çok özenmiş. Ne de olsa işbaşındaki AKP hükümeti çeşitli vesilelerle sağlığın piyasaya bırakılamayacak bir alan olduğunu belirten ve demokrasilerde katılımcılığın önemini vurgulayan bir yapıya sahiptir. Bu bakış açısı nedeniyle Kanun, her türlü yetkiye sahip yönetim kurullarının yedi üyesinden beşinin vali tarafından belirlenen ve hiçbir kriteri tanımlanmamış bir üye, hukuk alanında öğrenim görmüş bir üye, bankacılık veya finans sektöründen bir üye, ticaret veya sanayi odasından belirlenecek bir üye ve sağlık sektöründe faaliyet gösteren şirketlerden seçilecek bir üyeden oluşmasını uygun görmüştür. Katılımcılığın olmazsa olmaz şartı olan seçim usulü ise AKP demokrasisinin sınırları içerisine girememiştir. Benzer biçimde çalışanların sağlık kurumlarında kendi temsilcilerini seçme hakkı ve sağlık alanındaki meslek örgütlerinin ve sendikaların oluşturulan yönetim kurullarında temsil edilmeleri yine AKP demokrasisi uyarınca uygun görülmemiştir. Söz konusu Kanun görmek istemeyen gözlere neo-liberal demokrasinin sınırlarını göstermesi açısından takdire şayandır.

Kamu Hastane Birlikleri Kanunu sağlık alanını piyasaya dinamiklerine açmaya ve sağlık kurumlarını kârlılığı düşünen bir işletme gibi yapılanmaya zorlamaktadır. İşletme mantığı çerçevesinde tüm sağlık kurumları işletmenin parasal girdilerini arttırıp, çıktılarını azaltarak kazançlarını yükseltmeye çalışacaklardır. Bir sağlık işletmesinde parasal geliri yükseltmenin en iyi yolu o işletmeye başvuran müşteri sayısını ve ona sunulan tedavi edici hizmet çeşitliliğini arttırmaktır. Öte yandan söz konusu Kanun hükümleri uyarınca oluşacak olan yönetim kurulları “verimli” sağlık işletmelerine dönüşen sağlık kurumlarında giderleri azaltmanın en iyi yolunun sağlık çalışanlarının özlük haklarında kısıtlamaya gitmek olduğunun bilincindedirler. Zaten Sağlıkta Dönüşüm Programı da sağlık çalışanlarının istihdam modelini iş güvencesinden arındırılmış sözleşmeli çalışma olarak tanımlamaktadır. Son olarak Kanun hastaneleri sınıflayarak her bireyin istediği hastaneye başvurmasını önlemektedir. Kanun hükümleri uyarınca cebinden daha çok katkı payı verebilecek hastalar “A” tipi hastanede sağlık hizmeti alabilecekken, yeterince para ödeyemeyen hastalar “E” tipi hastanelerle yetinmek zorunda kalacaklardır. İnanılmaz gelebilir ama serbest ticaretin hüküm süreceği bu pazarda Kanun, yeterince para kazanamayan hastanelerin devlet tarafından kurtarılmasını ve mali bataktan çıkarıldıktan sonra ise yine yönetim kurullarına devredilerek yeniden özelleştirilmesini hükme bağlamaktadır.

Tüm bu satırların ardından ne denilebilir ki? İsterseniz hep birlikte yazımızın başlığını bir kez daha okuyalım ve ardından sokağa çıkalım.

Radikal Gazetesinden alınmıştır

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın