Kapitalizmin Sömürü Aracı olarak Çocuk İşçiler ve Ruhsallığı-Dr.Ulaş Yılmaz

Antalya Çağdaş Hekimler > Kapitalizmin Sömürü Aracı olarak Çocuk İşçiler ve Ruhsallığı-Dr.Ulaş Yılmaz

Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 1’inci maddesi, 18 yaşından küçük herkesi “çocuk” olarak tanımlamaktadır. Çocuk işçiliği terimi; genellikle çocukları çocukluklarından, potansiyellerinden ve onurlarından yoksun bırakan, fiziksel ve zihinsel gelişime zarar veren işleri kapsamaktadır.

Değişik nedenleri olsa da çocukları en sık çalıştırma nedenleri ekonomik ve sosyal dağılımdaki adaletsizlik, çocuğun güvencesiz ve ucuz iş gücü olarak kolayca çalıştırılmasıdır. Çocuk işçiliğini tüm dünyada tarımsal alanda, fabrikalarda, merdiven altı işletmelerde yaygın bir şekilde görmekteyiz. Sokakta tehlike içinde çalıştırılmaları yanında deneyim gelişimi/staj gibi tanımlanmış alanlarda güvencesiz ve emek gaspı ile çalışmaları meşrulaştırılmaktadır. Bunun daha vahşi olan boyutu ise zorunlu bedensel sömürü alanları ve sex işçiliği dâhil çürümenin göstergesi alanlarda çalıştırılmalarıdır. Genel olarak en yaygın çocuk işçiler Sahra altı Afrika olduğu tespit edilse de, Asya ve Çin gibi kayıtsız ekonomik büyümenin olduğu yerler ve geri bıraktırılmış coğrafyalarda çocuk işçiliği kavramının yaygın olduğunu biliyoruz. Tarım sektörü en sık çalışılan ilk alan olmakla birlikte hizmet sektöründe çocuk işçiler çalıştırılmaktadır.

12 Haziran Dünya Çocuk İşçiliğiyle Mücadele Günü öncesinde yayımlanan Child Labour: Global estimates 2020, trends and the road forward (Çocuk İşçiliği: Küresel 2020 tahminleri, eğilimler ve gelecekteki durum) raporuna göre; Çoğu kayıtsız ve tehlikeli ortamlarda çalışan bu çocuklarla ilgili veriler çok sağlıklı olarak bilinmemektedir. (savaşlar, mültecilik, yerinden zorla göçertilmeler, kayıtsız olarak tehlikeli işlerde çalıştırmalar, sex işçiliği sektöründe görünmez yapılan varlığı). Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) işçi olarak çalıştırılan çocukların sayısının son 4 yılda 8,4 milyon artarak dünya çapında 160 milyona yükseldiğini ve yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 9 milyon çocuğun daha risk altında olduğunu belirtiyor.
Rapora göre ddünyada işçi olarak çalışan çocuk sayısı 160 milyona ulaşıyor. Bu 160 milyonun içinde yaşları 5 ile 17 arasında değişen ve tehlikeli işlerde çalışan 79 milyon çocuk da bulunuyor.

Çalıştırılan çocukların 5-11 yaşlarındakilerin yüzde 28’i ve 12-14 yaşlarındakilerin yüzde 35’i okula gitmiyor.
Bütün çocuk işçilerin yüzde 72’si ailesiyle çalışıyor. Aile ile çalışmanın güvenli olabileceği düşüncesinin aksine çocuklar aile ile çalışsalar da tehlikeli işlerde yer alıyorlar.

Rapordaki diğer önemli bulgular ise şöyle:

• Çocuk işçi olarak çalıştıran çocukların yüzde 70’i (112 milyon) tarım sektöründe çalışıyor. Ardından yüzde 20 ile hizmet (31,4 milyon) ve yüzde 10 ile sanayi (16,5 milyon) sektörleri geliyor.
• Çocuk işçi olarak çalışan 5-11 yaşları arasındaki çocukların yaklaşık yüzde 28’i ve 12-14 yaş arasındaki çocukların yüzde 35’i okula gitmiyor.
• Çocuk işçiliği her yaştan erkek çocukları arasında kız çocuklarından daha yaygın. Haftada en az 21 saat yapılan ev işleri dikkate alındığında, çocuk işçiliğinde toplumsal cinsiyet farkı azalıyor.
• Kırsal alanlarda çocuk işçiliği yaygınlığı (yüzde 14), kentsel alanların (yüzde 5) neredeyse 3 katı.

Türkiye’de sağlıklı bir kayıt sistemi olmamakla birlik Türkiye İstatistik Kurumu 2019 verisine göre 16 milyon çocuk arasında, 5-17 yaş grubunda ekonomik faaliyette çalışan çocuk sayısı 720 bin kişi oldu. (1)

Konuyla ilgili ekonomik, sosyal ve sınıfsal faktörler, kapitalizmin doymayan kar hırsı ve ucuz/güvencesiz kadın ve çocuk işçisiler gerçeğini değerlendirmenin önemi şüphesiz anlamlıdır. Çocuğun bedensel, zihinsel ve ruhsal gelişim düzeyinin bu dönem için çok fazla faktör tarafında olumlu/olumsuz etkilendiği gerçeğini biliyoruz. Fakat yapılan tüm saha ve gelişim analizler tek başına ‘Çocuk İşçi’ olmanın bu dönemin gelişimi açısından olumsuz bir faktör olarak yansıdığını göstermektedir. Okul çağı ve ergenlik dönemi gelişimin özel bir dönemi olarak değerlendirildiğinde benliğin oluşumu, öz-yeterlilik duygusu, soyut düşünmenin tamamlandığı, mental birikimin yapıldığı, kendi akran gruplarıyla sağlıklı özdeşimlerin kurulduğu evrelerdir. Bu çağda erişkin ve iş ortamı zorbalığı, sokakta olmak, benliği zorlayan koşuların içinde olmak, cinsel dâhil her tür istismara açık olmak, güvencesizlik, bilimsel ve yeteneğin gelişmesini sağlayan eğitimden uzak olmak, ekonomik istismar gibi çok yönlü olumsuz faktör gelişimine ket vurmakta ve ruhsal sorunların ortaya çıkmasına yol açmaktadır.

Çocuk işçilerde sağlık sorunlarının ortaya çıkmasında uzun çalışma süreleri, günlük yâda yıllık izin haklarının olmaması, düşük destek mekanizmasının varlığı önemli rol oynamaktadır. Konuyla ilgili yapılan çalışmalar incelendiğinde psikolojik sağlık sorunları olarak Anksiyete ve Depresif bozukluklar ile intihar riskinin yüksekliğin yanında; yaşamın tüm alanında etkileyecek düşük benlik algısı ve kendini yetersiz görme öne çıkmaktadır. Konuyla ilgili yapılan çalışmalarda iki soru önem kazanmaktadır:

1) En sık görülen psikolojik sorunlar nedir?
2) Bu sorunları ortaya çıkaran sosyal ve etiyolojik nedenler nedir?

Bunların cevapları ülkeden ülkeye kısmen değişiklik gösterse de ortak cevaplar ortaya çıkmaktadır;

• Kadın/kız çocuğu olmak erkek çocuğa göre daha riskli
Bunda özelikle fiziksel istismar (riski 2,4 kat) ve cinsel istismarla (riski 3,7 kat artıyor) karşılaşma riski önemli bir etmendir
• Okula devam etmemek
• Ailesiyle birlikte yaşamamak yani sosyal destek sisteminin yetersizliği
• Algılanan sağlık durumunun olumsuzluğu
• Ailenin ekonomik durumunun düşüklüğü
• Uzun çalışma süreleri, yıllık izin yokluğu, iş ortamına maruz kalınan davranışlar, şiddet, kişilerarası çatışmalar, çalışma koşuları gibi iş ortamına yönelik faktörler
• İş yerinde kaza yapmak
• Sağlık güvencesinin olmaması
• Sokakta çalışmak (2,3)

Dünya ile Türkiye gerçeği yapılan çalışmalarda benzer sonuçlar açığa çıkarmaktadır. Bu çalışmalardan biride Özbay ve Şahin’in 1991 yılında 2222 ergenin (çalışan ve çalışmayan) benlik imajı, depresyon ve anksiyete düzeylerini karşılaştıran araştırmadır. Bu araştırmanın sonuçlarına baktığımızda;

• Çalışan erkek ergenlerin, benlik imajlarının çalışan kızlara göre daha olumsuz olduğu;
• Ergenlik dönemi sorunlarının çalışan ergenlerde 14 yaş grubunda, öğrenci ergenlerde ise 17 yaş grubunda artış gösterdiğini;
• Çalışan ergenler, öğrencilere kıyasla kendilerini meslek-eğitim amaçları, bireysel idealler, uyum ve aile ilişkileri alt testlerinde daha olumsuz değerlendirdikleri ortaya çıkmıştır (4)

Benlik imajı bireyin tüm yaşamı boyunca kendini tanımladığı yetenekler, değer yargıları, kabullenmeler ve öz -yeterlilik gibi bütüncül bir sistem inşası olarak değerlendirildiğinde bunun çalışan çocuklarda eğitim alanlara göre daha olumsuz geliştiğini vurgulayabiliriz. Benzer sonuçlar WHO’nun küresel ölçekte yaptığı çalışmalarda da görmek mümkün.

Dünya Sağlık Örgütü’nün Kenya’da aile yanına yerleştirilen ve çocuklarla ilgilenip, ev işlerine katılan gençler üzerine yaptığı bir araştırma, bu genç çalışanların bazı ortak sorunları ve tepkileri olduğunu göstermiştir. Bunlar:
• Yalıtlanma
• Saldırgan tutumlar
• Erken yaşlanma
• Depresyon
• Aşağılık duygusu
• Direnme’dir.

Konunun bilimsel yönden araştırılması ve tespitinin önemli olduğu şüphesizdir. Bu büyük resmin görülmesini ve ortak sonuçların üretimi için gereklidir. Konuyla ilgili iki çalışmaya atıf yapmak çocuk işçiler ruhsallığının tespitine faydalı olacaktır.

Navarro, Cohen, Rocillo Arechaga ve Zunga (2012) tarafından yapılan araştırmada, adölesan yaştaki çocuk işçilerin %20,9’un da depresyon puanının (p<0,0001), genel anksiyete puanının (p<0,0001) ve %24,7’sinde ise intihar eğilimli davranış puanın (p<0,0001) istatiksel olarak ileri derecede anlamlı bulunmuştur. Yaklaşık olarak %35’inde ise ruh sağlığı ve nörolojik sağlık sorunları belirtileri görülmüş ancak istatiksel olarak anlamlı bulunmamıştır (p=0.37). Bu psikolojik sağlık problemlerin kız çocuklarında daha yüksek olduğu bulunmuştur (3)

Gene ülkemizde yapılan bir çalışmada nerdeyse iki çocuktan birinde değişik düzeyde psikolojik sağlık durumu riski artığı gözüküyor.

Çağlayan, Hamzaoğlu, Yavuz ve Yüksel (2010) tarafından Türkiye’de yapılan çalışmada, çalışan çocukların %43,8’inin psikolojik sağlık durumunun risk düzeyi üzerinde olduğu bulunmuştur. Kızlar erkelere göre daha riskli, algılana sağlık durumu düşüklüğü negatif olması, iş yerinde kaza yapmak, çalışıyor olmanın kendisi bu psikolojik rahatsızlıklar ile direk ilişkili bulunmuştur.(5)
Fekadu, Alem ve Hägglöf (2006) tarafından çalışan ve çalışmayan çocuklar ile yapılan araştırmada, genel olarak çocukluk dönemi duygusal ve davranış bozukluğunun görülme oranı %16.5, yalnızca çalışan çocuklarda ki oran ise %20.1’dir. Çalışan çocuklarda, duygu durum bozukluğunun 6 kat, genel anksiyetenin 2 kat ve ayrılık anksiyetesinin ise 3 kat daha fazla yaygın görüldüğü bulunmuştur. (6)

Yaygın olarak dünyanın değişik yerlerinde yapılan bu araştırmalar incelendiğinde psikolojik sağlık sorunlarından en yaygın görülenin depresyon ve anksiyete olduğu görülmektedir. Çalışma ve çevre koşullarının psikolojik sağlık üzerine önemli etkisi olduğu görülmektedir. Sokakta satıcılık yaparak geçinmeye çalışan çocuklarda depresyon ve anksiyete oranının yüksek olduğu ve hatta intihar etmeye eğilimleri tehlikeli boyutta olduğu görülmüştür. Sağlığın çok sayıda belirleyicisi olduğu gerçeğini unutmadan; sosyo-demografik özellikler ve çalışma koşullarının anksiyete ve depresyon gibi psikolojik hastalıkların görülme sıkılığı üzerinde etkili olduğu bulunmuştur.

Belki burada sınırlar, içeriği çocuğun fiziksel ve ruhsallığı yönünde iyi planlanmış iş kavramı yerine deneyim diyebileceğimiz alanlarda çalışmanın, sorumluluk bilincini geliştirdiği ve özgüveni artırdığını vurgulayabiliriz. Ancak, çocukların gelişimsel özelliklerine uygun olmayan işlerde çalışmak durumunda kalmaları, ilerleyen yaş dönemlerinde ciddi sağlık sorunlarına neden olduğu gerçeği düşüldüğünde çok hassas olunmasını dayatmaktadır.
Çocuk İşçi bağlamında oluşan fizyolojik bozukluk ve değişiklikler kısa vadede gözlem şansı varken oluşan psikolojik sorunlar (özgüven sorunları, benlik saygısında azalma, kendi etkili ifade etmede yetersizlik) çok daha uzun sürede gelişimi olumsuz kesintiye uğratmaktadır.

Çocuk işçiliğinin yaratığı yıkım sadece bilimsel çalışma alanında bakmak, ona hapsetmek şüphesiz yetersizdir. Bunun günümüz üretim süreci içinde emeğin ucuzlaştırılması, gelişmiş merkez kapitalist ülkelerin dünyanın geri bırakılmış coğrafyalarında kontrolsüz üretimleri, kadın-çocuk emeğinin sömürü aracı olarak kullanılmasının yaygınlığını söylemek politik bir doğruculuk çabası değil mevcut sistemin doğal işleyişini tespit etmektir. K.Marx’tan beri bildiğimiz metanın üretilmesi ve sermaye için kar arzusunun artırılması emek kavramlarını ucuzlaştırılması, yerel ham maddelerin sömürülmesi ve güvencesiz/ insanlık dışı koşularda çalıştırmanın kapitalist üretimin temel dinamiğini olduğunu söylemek kısmen sorunun sistemle alakalı olduğunu bize söyleyecektir yüzden 21.yy içimde çocuk işçiliği ve ruhsallığı için bilimsel araştırmalar yaparken, sosyoloji-demografik veriler üzerinden sistemle bağını kurmak bu utancın ortadan kaldırılması için faydalı olacaktır.

Kaynaklar:
1)https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Child-Labour-Force-Survey-2019-33807

2) World Health Organization (WHO). Adolescent health epidemiology, 2016. Accessed June 15, 2016, at http://www.who.int/maternal_child_adolescent/ epidemiology/adolescence/en/

3)Navarro RJ, Cohen J, Rocillo Arechaga E, Zuniga E. Physical and sexual violence, mental health indicators, and treatment seeking among street-based population groups in Tegucigalpa, Honduras. Revista Panamericana de Salud Pública 2012: 31(5); 388-395.

4)Özbay H, Şahin N (1991) Ergenlikte Benlik İmajı:Çalışan ve Öğrenciler Arasında Karşılaştırmalı Bir Çalışma,Türk Psikiyatri Dergisi,2: (2):82-95

5)Caglayan C, Hamzaoglu O, Yavuz CI, Yüksel S. Working conditions and health status of child workers: Cross‐sectional study of the students at an apprenticeship school in Kocaeli. Pediatrics International 2010: 52(1); 6-12.

6)Fekadu D, Alem A, Hägglöf B. The prevalence of mental health problems in Ethiopian child laborers. Journal of Child psychology and psychiatry 2006: 47(9);954-959.

Dr. Ulaş Yılmaz

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın