Kölece Çalıştırma Davetiyesi Tam Gün Yasası’na Karşı Mücadeleye!-İlknur Başer

Antalya Çağdaş Hekimler > Kölece Çalıştırma Davetiyesi Tam Gün Yasası’na Karşı Mücadeleye!-İlknur Başer

5 Nisan 2009’da Kanal-7 televizyonunda Sağlık Bakanı Recep Akdağ Tam Gün yasasını anlatırken kendimi sağlık alanında gelişmelerden bihaber vatandaş yerine koydum. Hangi vatandaş şu söylenenlerden etkilenmez: ‘Sağlıkta Dönüşüm Programıyla’ yüzde 20’ye düşen muayene sayısını, Tam Gün Yasası’yla 0’a çekeceğiz. Hekimin hastanın cebinden para almasını, sağlığın piyasalaşmasını engelleyeceğiz.. Üniversite Hastaneleri ticarethaneye dönmüştür. Parası olmayan erken ameliyat olamamaktadır. Profesörlerimize vereceğimiz ek ödeme oranını yükseltip hastadan para alınmasını engelleyeceğiz. Bu yasaya karşı çıkan sosyalistler, örgütler dönüp aynada kendilerine baksın’..sözlerini duyunca bravo dedim. Bakan benzer sözleri 19 Ocak günü eylem kararını açıklayan örgütlere cevap verdiği 17 Ocak 2010 tarihli Milliyet Gazetesindeki röportajında da belirtmiş. Hatta bu röportajda yasanın sosyal devlet anlayışıyla düzenlendiğini eklemiş..

‘SOSYAL DEVLET’İN TANIMI

Hemen aklıma; 1 Ekim 2008’de yürürlülüğe giren Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) yasası ile hastanın cebinden katılım payı alınmaya başlamadı mı? Geçtiğimiz günlerde bu katılım payı kamu hastanelerinde 8 TL’ye, özellerde 15 TL’ye çıkarılmadı mı? Onlarca ilaç SGK’nın ödeme listesinden çıkarılıp vatandaş parayla ilaç almak durumunda bırakılmadı mı? İmmunglobulin yetmezliği olan hastalarımız ilaca erişemediği için ölmedi mi? Performansa dayalı döner sermaye uygulaması ile artan gereksiz işlemlerden dolayı SGK’dan çıkan para kimin parası? Hastaneler birim birim hizmet alım ihaleleriyle taşerona verilip ticarethaneye dönüştürülmedi mi? Sağlık hizmetlerini piyasalaştırma politikaları AKP hükümeti döneminde hızlanmadı mı? Bu politikalar sosyal devlet anlayışının parçası mıydı? Sosyal devlet tanımı mı değişti soruları  geldi.

Sağlık alanında her yeni uygulama öncesi yapıldığı gibi Tam Gün Yasası çıkarılmadan önce de yine ortam manipüle edilmektedir. Bir zamanlar ‘SSK’lılar ikinci sınıf vatandaş değil, özel hastaneler dahil tüm hastanelere gidebilecek’ denilmiş, sağlık kurumlarının kapısı açılarak ‘Sağlıkta Dönüşüm Programına’ start verilmişti. Vatandaş bu uygulamadan memnun kalmıştı. Peki şimdi hangi vatandaş 15 TL katkı payını ve yüzde 70’e kadar olan fark ücretini ödeyip özel sağlık kuruluşlarına gidebiliyor? Sonrasında SSK sağlık kuruluşları bakanlığa devredilerek ‘Sağlıkta Dönüşüm Programının’ önündeki bir engel daha kaldırılmıştı. O dönem SES olarak bu devrin tek çatıda toplamak için değil, SSGSS’nin çıkarılması için yapıldığını söylemiştik. SSGSS’nin özel sağlık sigortacılığını besleyeceğini anlatmak için; her muayene ve işlemde hastanın arkasındaki borç skalasının yükseldiğini belirten GSS’matik isimli kısa film çekilmişti. Şimdi benzer film sağlık sigortası reklamlarında gösteriliyor. Özelleştirmeler öncesi yapılan manipülasyonlar önce tutar. Gerçek ise birkaç yıl sonra insanların yüzüne tüm çıplaklığı ile çarpar. Hala aldığı ilacın devlet tarafından ödenmediğini öğrenen hastaların şaşkınlığı ile karşılaşmaktayız.

Tam Gün Yasa Tasarısı ilk gündeme geldiğinde 1978’de çıkarılan Tam Gün Yasası’yla karıştırıldı. 1978’deki Tam Gün Yasası kamusal sağlık ortamında, tek işte çalışan sağlık emekçilerinin tamamına, emekliliğe yansıyan tam gün tazminatı getirmişti.

Bugün ise; Tam Gün Yasası hızla piyasalaştırılan sağlık ortamında getirilmektedir. Üstelik hastaneleri birlik haline getirip bakanlıkla bütçe ve kurumsal bağını koparan Kamu Hastane Birlikleri yasa tasarısı TBMM’de görüşülmeyi beklemektedir. Halkın vergileriyle kurulmuş hastaneler, personeliyle birlikte mülkiyet olarak da özel sektöre devredilecektir. Sağlık çalışanlarını ise özelleştirilen bankalarda, Telekom’da çalışanların başına gelenler beklemektedir. Bugün Tekel işçilerinin karşı çıktığı çalışma biçimi, yasaları ortak bir mücadeleyle durdurmazsak biz sağlık çalışanlarını da beklemektedir.

Tam Gün Yasası sağlık alanındaki piyasalaştırma politikalarının bir parçasıdır. Tersini söylemek-iddia etmek uygulanan sağlık politikalarından vazgeçildiği anlamına gelir ki; bu da eşyanın tabiatına aykırıdır.

Yasa tek bir işte çalışmayı zorunlu hale getirmektedir. Bu doğrudur.  Hangi emekçi insanca yaşayacağı çalışma koşulları ve ücretle başka bir işte daha çalışmak ister? İnsan sağlığı ile ilgili bir alanda uzun süre çalışmak yorgunluk, dikkat toplayamama sonucunu doğurur ki bu da hasta güvenliğini tehlikeye atar. Tam Gün yasası ile ikinci bir işte çalışmak yasaktır ancak ücretini artırmanın yolu olarak mesai dışı çalışma getirilmekte, çalışma süresi uzatılarak, esnetilmektedir. Bu da yasa tasarısının başka maddesinde 12 Eylül kalıntısı olan 45 saat çalışmanın 40 saate çekilmesini flulaştırmaktadır. Hatta tasarıda mekansal esneklik getirilerek başka sağlık kuruluşlarında görevlendirme ile işlem başı döner sermayeden para kazanma maddeleştirilmektedir. Bunlar ikinci bir iş değil midir? Normal çalışma süresinde sana ücret veremiyorum daha fazla çalışırsan döner sermayeden biraz daha kazanma ihtimalin var demek değil midir? Kamuoyunda tantanası yapılan hekime 12-17 bin TL maaş söylemi dahil, fazla çalışma paraları, nöbet ücretlerinin hepsi döner sermayeden ödenecektir. Sağlık kuruluşlarının döner sermaye gelirleri ise Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan karşılanmaktadır. SGK’nin gelirleri ise; kriz-işsizlik, ödenmeyen yüzde 5’lik işveren payları vb sebeplerle azalmaktadır. SGK bültenindeki verilere göre 2008’de prim geliri ve giderler arasındaki açık 28.000 TL’dir. 2009 tahmini prim geliri 52.278, emekli aylığı ödemesi 67.587, sağlık ödemesi ise 28.990 TL beklenmektedir. 2009’daki beklenen açık ise 44.000 TL’dir. Kriz ve işsizliğin devam etmesi durumunda açığın büyüme olasılığı yüksektir. Sosyal Güvenlik Kurumu 2010’da hastanelere ödeyeceği parayı 2009’dan belirlemiştir. İhtiyaçlarını döner sermayeden karşılayan hastanelerin döner sermaye havuzu her geçen gün azalmaktadır. Hatta geçtiğimiz yıl bazı kamu hastaneleri icralık olmuştur. Batman Devlet, Adana Göğüs Hastalıkları hastaneleri icralık olanlardandır. Geçtiğimiz yıl birçok üniversite hastanesinde sağlık emekçileri döner sermaye alamadıkları için eylemler yaptı. Kısacası hangi döner sermaye havuzundaki hangi para kime dağıtılacaktır?

EŞİT, PARASIZ, NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ

Yine tasarı ile radyoloji çalışanlarının çalışma saatleri 25 saatten 35 saate çıkarılarak çalışanlar kansere itilmektedir. Zorunlu mesleki sorumluluk sigortası (malpraktis) ile ise hekime fiiliyatta hasta seçme hakkı gelebilecektir. 2006 yılında değiştirilen TCK ile tıbbi hatalardan kurum değil, şahıslar sorumlu tutulmuştur. Bu; hataların fazla ve yoğun çalışmadan, malzeme kalitesizliğinden, personel eksikliğinden, sağlık ortamından bağımsız tutulması anlamındadır.

Sonuçta; Tam Gün Yasası sağlığın tamamen sermayeye açılarak kar elde etme alanı haline getirilme politikalarının bir parçasıdır. Bu yasa ile sağlık emekçileri kuralsız, esnek çalışmaya mahkûm edilmekte, ücretler ise hasta güvenliği ve çalışan güvenliği tehlikeye atılarak yoğun ve fazla çalışmaya endekslenmektedir.

Eşit, parasız, nitelikli sağlık hizmetini savunan bizlere bugün düşen görev; sağlığı acımasız piyasa koşullarına terk etmenin parçası olan, kölece çalışmaya davetiye çıkaran, Tam Gün Yasasına karşı tüm gücümüzle alanları doldurup hep birlikte mücadeleyi büyütmektir!

 

İLKNUR BAŞER

SES eski MYK üyesi

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın