Öğretim üyeleri”GöREV”deydi!

Antalya Çağdaş Hekimler > Öğretim üyeleri”GöREV”deydi!

Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri Öğretim üyeleri “GöREV”deydi.

 

Bir çok ilde  olduğu gibi Antalya’da da Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri  31 Ocak 2011 tarihinde “GöREV” etkinliği gerçekleştirdiler.

31 Ocak 2011’den itibaren üniversite hastanelerinde, bakılan hasta sayısına dayalı bir performans değerlendirme düzeni başlayacak olmasına tepki gösteren  öğretim üyeleri bir dizi etkinlik gerçekleştirdi.

Tıp Fakültesi Hastanesi’nin çeşitli bloklarını gezerek muayene olmayı bekleyen hastalara hazırladıkları bildirileri dağıtan ve sistem hakkında bilgi veren öğretim üyeleri, ardından A Blok önünde toplanarak basın açıklaması yaptı.

Ellerinde döviz ve pankart taşıyan öğretim üyeleri daha sonra bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Öğretim üyeleri  adına basın açıklamasını okuyan Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, 2002 yılından sonra çıkarılan yasa, yönetmelik ve uygulamalarla sağlık sisteminin altyapısında dönüşüme gidildiğini belirtti. Aydın, plansız ve altyapıları tamamlanmadan açılan tıp fakülteleriyle doktor sayısının artırılması yolunun tercih edildiğini söyleyerek, bu yaklaşımın tıp ve uzmanlık eğitiminde kalite kaybına neden olduğunu savundu.

Aydın, şöyle konuştu:‘Tıp fakülteleri öğretim üyeleri olarak, tıp fakültelerinde bize dayatılmak istenen performans sistemiyle, tıp eğitimi ve araştırmanın onarılmayacak ölçüde etkileneceğine ve bunun yanı sıra halkımıza sunduğumuz nitelikli sağlık hizmetinin de sürdürülemez hale geleceğine inanmaktayız.’

Öğretim üyeleri, konuşmanın ardından taşıdıkları dövizlerle Acil Servis önüne kadar yürüdüler.

Etkinlik fotoğraflarına ulaşmak için slayt gösterisi başlat

Nitelikli Sağlık Hizmeti için

İyi Hekimlik, İnsanca Yaşama ve Çalışma Koşulları Talep Ediyoruz.

Özerk, Demokratik  Üniversite ve Parasız eğitim Talep ediyoruz.

Ülkemizin, 1980 den sonra kapalı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecinde en önemli hizmet sektörlerinden biri olan ” sağlık hizmetlerinde ” sosyal devlet anlayışının temel kurallarından biri olan ” parasız sağlık hizmeti ” hakkını ortadan kaldırmış; Dünya Bankası ve IMF tarafından dayatılan ” sağlıkta dönüşüm programı ” ile de ” sağlık ” alınıp satılan ticari meta haline getirilmiştir. Sağlık sisteminin alt yapısın da bu hedef doğrultusunda çıkarılan yasalar, yönetmelikler ve uygulamalarla istenen dönüşüm gerçekleştirilmiştir.  Bu sistem içerisinde hekim şimdilik sosyal güvencesi olan bir çalışan konumunda ikin gelecekte sözleşmeli çalışan haline getirilecektir.

Ülkemizde sağlık hizmetleri ticarileştirilmiş,  halkımızın elinden ” kolay hizmet alımı ” aldatmacasıyla ” parasız sağlık hakkı ” elinden alınmıştır.

Son yıllarda plansız ve alt yapıları tamamlanmadan açılan tıp yeni fakültelerinin de katılımıyla hekim sayısının hızla arttırılması yolu tercih edilmiştir. Bu yaklaşım tıp eğitimi ve uzmanlık eğitimin de kalite yitimine neden olmuştur. Hızlı piyasalaşmanın ihtiyacı olan ucuz hekim emeği temini için izlenen bu yol ucuz ancak niteliksiz hekim topluluğu yaracaktır. Bu durum uzun vadede iyi hekimlik uygulamalarını zora sokacaktır.

Yeni açılan tıp fakültelerin ve tıp fakültelerinde arttırılan kontejyanlarla nitelikli hekim yetiştirme kaygısı taşımadan, hekim sayısının hızla arttırılması amaçlanmıştır.

Tıp Fakültelerinin temel işlevi hekim yetiştirmek ( eğitim ) ve araştırma yapmaktır. Tıp Fakültelerine bağlı hastaneler de bu amaçlara hizmet etmek için kurulmuşlardır. Özellikli ve yerine göre pahalı sağlık hizmetleri öncelikle bu tip hastanelerde yapılmaktadır. Sağlık sistemi içerisinde bu kurumların özellikli olması gerekirken 2547 sayılı yasada yapılan değişiklikler sonucunda 31 Ocak 2011’den itibaren üniversite hastanelerinde, bakılan hasta sayısına dayalı bir performans değerlendirme düzenine geçilecektir.

Bu yeni düzenleme,  eğitim, araştırma ve hizmetin birlikte yürütüldüğü, tanısı ve tedavisi zor hastaların bakıldığı özerk ve akademik kurumlar olan üniversite hastanelerinin, asıl amacı sağlık hizmeti sunmak olan Sağlık Bakanlığı’na bağlı hizmet hastanelerine dönüştürülmesine ve akademik yapılanmasının üniversiteden bir yüksek okul konumuna getirilmesine neden olacaktır.

Tüm bu gelişmeler, Tıp Fakültelerinin varlıklarını sürdürebilmek için sadece sağlık hizmeti üretmek zorunda kalmasına, eğitim ve araştırmanın mesai saatleri dışında sürdürülebilen etkinlikler olarak görülmesine neden olacak ve sonuçta alt yapısı oluşturulmadan açılan yeni Tip Fakülteleri ve artırılan öğrenci kontenjanlarıyla birlikte, tıp eğitimini çöküşe götürecek, iyi hekim yetişmesini ve hastaların nitelikli sağlık hizmeti almasını engelleyecektir.

Tıp Fakülteleri öğretim üyeleri olarak; tıp fakültesi hastanelerinde bize dayatılmak istenen performans sistemiyle, tıp eğitimi ve araştırmanın onarılamayacak ölçüde etkileneceğine ve bunun yanı sıra halkımıza sunduğumuz nitelikli sağlık hizmetinin de sürdürülemez hale geleceğine inanmaktayız.

Bu durumu tüm açıklığı ile kamuoyu ile paylaşır ve geri dönülmez bir noktaya gelmeden gerekli değişikliklerin yapılması için yetkilileri uyarırız.

Bizler,

Öğrencilerimiz adına,

Nitelikli tıp eğitimi, hocalarımızla pratikler ve özerk,demokratik üniversite ve parasız eğitim ,

Asistanlarımız adına,

Eğitim hakkı, nöbet ertesi izin, emekleri  karşılığı ücret, şiddetsiz ve angaryasız çalışma,

Öğretim üyeleri adına,

İnsanca yaşamalarına yetecek ve emekliliğine yansıyacak bir temel ücret almak ve iş barışını bozacak, eğitim ve araştırma işlevlerini aksatacak performansa dayalı hizmet ve global bütçe uygulamaları kaygısı olmadan hizmet sunmak istediğimizi kamu oyuna sunarız.

Tıp Fakülteleri Öğretim Üyeleri Girişimi

 

BİZ ÖĞRENCİYİZ;

Nitelikli Tıp Eğitimi

Öğretim üyeleriyle pratikler

Özerk ve demokratik üniversite istiyoruz…

BİZ ASİSTANIZ;

Eğitim hakkı, nöbet ertesi izin

Emeğimizin karşılı ücret

Şiddetsiz, angaryasız çalışma istiyoruz…

BİZ ÖĞRETİM ÜYESİYİZ;

Bugünden karamsarız

Gelecekten kaygılıyız

Performans kaygısı olmadan hizmet sunmak istiyoruz…

“Tıp fakültelerine bağlı hastaneler öncelikle eğitim ve araştırma amacına hizmet etmek için kurulmuştur. Bu ilke göz ardı edilerek, 2547 sayılı yasada yapılan değişiklikler sonucunda üniversite hastanelerinde, bakılan hasta sayısına dayalı performans değerlendirmesi düzene geçecektir.

Bu yeni düzenleme ile tıp fakültesi üniversite hastaneleri, eski devlet hastaneleriyle birleştiriliyor. Bu birleşmede sizin hizmet üretmenizi öne çıkaran bir durum ortaya çıkıyor. Üniversite hastanesi tıp öğrencisi yetiştirmek, araştırma yapmak için kurulmuştur. Yeni düzenleme eğitim, araştırma ve hizmetin birlikte yürütüldüğü, tanısı ve tedavisi zor hastaların bakıldığı özerk ve akademik kurumlar olan üniversite hastanelerinin, asıl amacı sağlık hizmeti sunmak olan Sağlık Bakanlığı’na bağlı hizmet hastanelerine dönüştürülmesini neden olacak.

Performans sistemi Sağlık Bakanlığının Dünya Bankası ve IMF önerileri doğrultusunda az gelişmiş ülkelerde uygulanan gelişmiş hiç bir ülkede uygulanmayan ve esnek çalışmayı dayatan 7 gün 24 saat çalışmayı öngören kölelik düzeninin modernleşmiş hali olan bir sistemdir. Hasta memnuniyetinin ve ucuz popülizmin ön planda olduğu performans sisteminde amaç temel ücret ödemeksizin,  kol gücün kadar ve aylık giderlerini çalışabildiğin sürece karşılayabileceğin, hastalık, rapor, izin durumlarında ücretin ödenmediği, önemli sağlık sorununun çıktığında hastane giriş karının iptal edilerek yıllarca emek verdiğin hastaneye girişinin engellendiği bir sistem.

 

İyi Hekimlik Nitelikli Sağlık Hizmeti için İnsanca Yaşama ve Çalışma Koşulları Talep Ediyoruz.

Hekimler ne istiyor?

Geçim sıkıntısı çekmeyecekleri, insanca yaşamalarını sağlayacak bir ücret,

Ailelerine ve kendilerine zaman ayırabilecekleri bir çalışma düzeni,

Hastalarına nitelikli sağlık hizmeti sunabilmek için bilgilerini güncelleme olanağı,

Beden ve ruh sağlıklarını korumak,

Şiddete uğramamak,

Birlikte hizmet ürettikleri ekip arkadaşlarıyla barış içinde çalışmak,

İşten atılma kaygısı yaşamamak istiyor.

Aslına bakılırsa hekimler olarak, her şeyin normal sınırlarda olmasından başka bir beklentimiz yok. Oysa bize dayatılan koşullar tam tersi:

Son derece düşük emekli maaşları, günde 24 saat çalışsak da gerçekte ücretin artmayacağı, sağlık hizmetini içten içe çürüten bir performans sistemi dayatılıyor. İnsanlık dışı çalışma süreleri ne bilgimizi ve kendimizi yenilemeye, ne de ailelerimize zaman ayırmaya olanak bırakıyor. Uygulanan çalışma ve ücret politikaları sağlık ekibinin çalışma barışını bozuyor. Sözleşmeli çalışma iş güvencemizi ortadan kaldırıyor. Gün geçmiyor birimize şiddet uygulanmasın.

TTB bunları yıllardır dillendiriyor. Yıllardır söylüyoruz, anlatıyoruz, talep ediyoruz, eylem yapıyoruz. Sağır sultan duydu AKP hükümeti duymadı, anlamadı.

Sonunda Türk Tabipleri Birliği, hekimlerin bu temel insani taleplerini karşılayacak bir yasa tasarısı hazırladı. Tasarımızın adı;

“Sağlık Personelinin Tam Süre Çalışmasına ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı Önerisi”

Yasa tasarımızda neler var?  www.ttb.org.tr

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın