Özel sağlık alanında çalışan hekimler, iş güvencesi, ücret ve statü kaybı ile karşı karşıyadır. Geleneksel muayenehaneler kapanmaktadır. Bunlar olurken özel sağlık alanında çalışan hekimlere sahip çıkmayan, özel sağlık alanında çalışan hekimleri ve haklarını seçimden seçime hatırlayan bir anlayış ile Tabip Odası yönetmenin mümkün olmadığı görülmüştür.
MUAYENEHANELER KAPANDI!
ÖZEL SAĞLIK ALANINDA ÇALIŞAN HEKİMLER
İŞ VE ÜCRET GÜVENCESİNDEN YOKSUN
İŞVERENİN KEYFİYETİNE
BAĞLI KOŞULLARDA ÇALIŞMAKTADIR
Sağlık hizmetlerinin piyasalaşması ile hekimler işçileşme sürecine girmiştir. İlk başlarda var olan geleneksel muayenehanelerin bir kısmı zorunlu olarak polikliniklere dönüşmüş, hekimler bir araya gelerek kendi işlerinin ve işyerlerinin sahibi olmaya devam etmişlerdir. Ancak özel hastanelerin yaygınlaşması, sağlık hizmetlerine daha büyük sermaye gruplarının yatırım yapmaya başlaması ile hekimlerin büyük bir bölümü artık özel hastanelerde ücretli çalışan konumuna gelmiştir.
Sağlık sektörüne başta Arap sermayesi olmak üzere, çokuluslu yabancı şirketlerde girmiş, tekelleşme süreci hızlanmıştır. Bugün ayakta kalmaya çalışan birçok orta ölçekli hastanede yakın süreçte kapatılmak zorunda kalınacaktır.
Özel sektörde çalışan hekimler iş güvencesinden yoksun, ücret ve statü kaybı ile karşı karşıya bırakılmıştır. Hekimler patronun beklentileri ile hastaların beklenti ve istekleri arasında sıkışmış durumdadır. Daha fazla rekabet, daha fazla çalışma, daha az kazanma iş ve mesleki doyumun azalması ile sonuçlanmaktadır.
Özel hekimlerin çoğu sözleşmesiz çalışmaktadır. Sözleşmesiz çalışmak demek bir hekimin yarınının belirsiz olması demektir. Çoğunlukla hekim olmayan özel hastane sahibinin direktifiyle anında kendisini hastane dışında bulabilir. Hekimlerin kazancının fazla olduğuna ve önümüzdeki dönemde artık bu ücretleri alamayacaklarına dair söylemler Sağlık Bakanı’nın konuşmalarına yansımıştır. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın öncelikli hedeflerinden biri hekim emeğinin ucuzlatılması haline gelmiştir.
Özetle;
• İşe başlarken özel olarak yapılmış sözleşme yapılmamışsa iş güvencesi sorunu çok daha belirginleşmektedir.
• Ödemeler keyfiyete bağlı olup en erken ortalama 2 ay sonra yapılmaktadır.
• Haftada 52 saate varan mesai saatleri çalışma koşullarını ağırlaştırmaktadır.
• Hekimlerin mesleki anlamda tek değerlendirilme kriteri ne kadar kazandırdıklarıdır.
• Yardımcı sağlık personeli nicelik ve nitelik olarak genellikle yetersizdir.
• SSK primleri sözleşmeye esas olan en düşük maaş üzerinden hekimlerden kesinti yapılarak ödenmektedir.
• Kongre vb izin durumlarında izin almada güçlük ve ücret kesintisi söz konusudur.
• Fiziksel şartlar yetersiz olabilmektedir.
• Gerekçesiz işten çıkarma ve komplikasyon durumlarında işten çıkarma önemli bir sorundur.
• Hastalık durumlarında rapor kullanılamamaktadır.
• Ücret karşılığında fatura talebiyle tüm vergi yükünün hekime yüklenmesi ve maaş düşürme söz konusudur.
• Nöbet ücretleri keyfi olarak düşürülmekte / ödenmemektedir.
• Manevi taciz (MOBBING) yaygındır.
• Tıp dışı personel amirlik pozisyonundadır.
ÖZEL SAĞLIK ALANINDA
Özel sektörde yaşanan olumsuzlukları olumluya çevirmek, başta iş ve ücret güvencesi olmak üzere haklarımızı standardize edebilmek için, tüm hekimler ile birlikte hareket etmek, dayanışmayı geliştirmek, meslek örgütümüze sahip çıkarak etkimizi ve gücümüzü artırmak zorundayız.
Hekimlerin ortak/standart bir sözleşme metniyle çalışması, özel sektörde çalışan hekimlerin toplu hareket etme tutumlarının geliştirilmesi en önemli hedeflerimizdir. Tabip Odası Özel Hekimlik Komisyonu’nda bir araya gelinmesi, üretilen çözümlerin diğer meslektaşlarımız ile paylaşılması, ayrıca sendikalaşma doğrultusundaki arayışlar, özel sektörde çalışan hekimlerin örgütlenmesine katkıda bulunacaktır. ‘Dikensiz bir gül bahçesi’ isteyen patronların ve siyasi iktidarın, ‘Dubai Şeyh’lerinin lütfu ile değil, hekimlerin ortak, etkin ve birleşik mücadelesi ile iş güvencemize ve geleceğimize sahip çıkacağız.
Türkiye’de izlenen sağlık politikaları sonucunda giderek artan sayıda meslektaşımızın özel sağlık sektöründe, güvencesiz ve sözleşmeli olarak istihdam edildiğini, çalışma koşullarına ilişkin çok sayıda problemleri olduğunu biliyoruz. Hekim emeğinin sömürülmemesi için, güvenceli, sendikalı çalışma koşullarını oluşturmak amacıyla birlikte çalışmak üzere bu meslektaşlarımızın doğrudan katkılarını TALEP EDİYORUZ.
Sözleşmesiz, güvencesiz, sendikasız koşullarda çalışan meslektaşlarımızın sorunlarını kadrolu çalışan meslektaşlarımızdan ayrı görmeyerek, önümüzdeki dönem içinde çalışma başlıklarımızın öncelikli gündemi yapmaya DEMOKRATİK KATILIM GRUBU olarak SÖZ VERİYORUZ.