TTB seçimleri üzerine-II ya da Gençay Gürsoy vakası-Ata Soyer

Antalya Çağdaş Hekimler > TTB seçimleri üzerine-II ya da Gençay Gürsoy vakası-Ata Soyer

Tabip Odası seçimleri başladı. Geçtiğimiz hafta sonu dört ilde seçimler yapıldı: Aydın, Isparta, Kırklareli, Uşak… Bu hafta da 14 ilde seçim var. Özellikle İstanbul, bu seçimlerde öne çıkıyor. Ama görüldüğü kadarı ile illerdeki oda seçimleri, salt o ildeki durumla sınırlı değil. TTB Merkez Konseyi ve de özellikle Gençay Gürsoy üzerine polemikler, tüm oda seçimlerinde öne çıkmış görünüyor.

1. TTB seçimleri ile ilgili ilkyazımda, şu anki TTB yönetiminde bulunan Etkin Demokratik TTB Grubu (EDTTB) karşısındaki ittifakın içtensizliğine ilişkin 2002 listesi örneğini verip, tüm farklı görüntülere karşın EDTTB karşısında dinci, ırkçı, ayrımcı tüm grupların nasıl da bir araya geldiğini yazmıştım. 2002, bir tesadüf değildi. 2006’da da aynı ittifak, biraz farkla EDTTB grubuna karşı yan yana gelmişti. Dolayısıyla, şu anda farklı illerde, farklı liste adları ile mevcut TTB yönetimine karşı duruşlara kanmaya gerek yok. Hepsinin, merkezdeki hedefi, mevcut TTB yönetimini alt etmek. 2002’nin Recep Akdağ’ı sindirmiş listesinden 7 isim, 2006 listesinde de aynen yer alıyordu: Suat Tülek, Mehmet Altınok, Ali Rıza Üçer, Ahmet H. Türkdemir, Recep Akdur, Ahmet Tevfik Ozan, Yıldırım B. Doğan. Ama özünü koruyup, ittifakı genişleterek… Ve sol düşmanlığında ısrar ederek…

2. Bu seçimin popüler konusu, TTB’nin ve özel olarak TTB Başkanı Gençay Gürsoy’un “Kürtçülüğü”! 1990 sonrası TTB yönetimleri ile sağlık politikaları ve sağlık çalışanlarının sorunları üzerine yapılanları tartışmak yerine, her zamanki gibi “belden aşağı” yöntemlerle, TTB yönetiminin “Kürtçü”, “gizli örgütlerle bağlantılı”, “hekim sorunları ile değil siyasetle ilgilenen” kişilerce işgal edildiği iddiaları, tek seçim malzemeleri.

3. Gençay Gürsoy, TTB Merkez Konseyi’ndeki 11 kişiden sadece birisi ve Merkez Konseyi’nin sözcüsü. Sadece, onu hedefe koyup, bütün karalamaları ona yüklemek, örgüt teorisi(!) açısından bile doğru değil. TTB’nin 11 kişisi, sağlık konularında olduğu gibi siyasal konularda da tartışarak bir karar alırlar. Onun başkanı ve sözcüsü de, bunu kamuoyu ile paylaşır. Başkanı ayırıp, okları ona yönlendirmek, art niyet değilse cahillik anlamındadır. Örgüt içinde, birileri siyasal konulardan, diğerleri teknik/bilimsel konulardan sorumlu şeklinde de bir işbölümü yoktur. Her üye, sonuçta toplamdan sorumludur. Siyasetleri dile getirenler sözcüler olduğundan, onlar öne çıkmaktadır. Farklı algılamalar, sert yöneticiler-iyi yöneticiler kategorizasyonu üzerinden örgütü çatlatıcı sonuçlar verebilir.

4. Bir başka nokta, Gençay Gürsoy’un şahsı ile ilgili. Gençay Gürsoy, TTB’ye gelmeden önce de ülkede bilinen bir Türk aydınıdır. Bir aydın olarak, örneğin 30-40 özelliği/ilkesi varsa, bunlardan sadece birini alıp, (“vakamız”da barış duyarlılığı) o insanı sadece bir özelliği/duyarlılığı ile tanımlamak ve de ona yüklenmek, o insana da haksızlıktır. Hele hele, ülkenin içinde bulunduğu yangını istismar etmek amacı ile onu “Kürt meselesi için yanıp tutuşan, o konudan başka bir konuyla ilgilenmiyor” gösteren tüm tutumlar, ahlak dışıdır.

5. Gençay Gürsoy da, TTB MK da barış dahil, insan hakları, laiklik, kadın, eşitsizlik, yoksulluk, vb. sağlık dışı konularda, en az sağlık konuları kadar hassasiyet göstermeye ve farklı hassasiyetleri bir arada gözetmeye çabalamaktadırlar. Bu çabada yetersizlik saptaması yapılıp eleştiri yapılabilir. Ancak, sırf belli bir hassasiyet, art niyetle öne çıkarılıp, diğerlerinin yok sayıldığı değerlendirmeler adil değildir. Bir TTB başkanından şu bekleniyorsa; “aman devletle karşı karşıya gelmeyen, sivri laflar etmeyen, sadece hekimlerin sorunları ile ilgilenen, ortalamacı…” Gençay Gürsoy, iyi bir örnek değildir! Ama zaten, öyle bir başkan ya da yönetici, mevcut EDTTB çerçevesinde uygun(!) değildir; adres yanlış, yani…

6. Yine Gençay Gürsoy da, TTB MK da tarihi kendileri ile başlatacak, köksüz/geleneksiz bir ekip değildir. 1990’la şekillenen, 1960’ların ortasından başlayan Tabip Odaları geleneğinin günümüzdeki temsilcisi EDTTB, herkesin değmeğe korktuğu konuda, 1993 Mart’ındaki açıklamadaki çizgisini aynen korumaktadır: “…Görevimizin insan yaşamını korumak ve yaşam kalitesini yükseltmek olduğu bilinciyle hareket eden biz hekimler, hekimlik mesleğinin ancak barış ortamında istenen düzeyde verilebileceğine inanıyoruz… Sorun,…meslektaşlarımızın ülkenin her yerinde mesleklerini icra edip edememe sorunudur…Ülke halkının verdiğimiz hizmetlerden yararlanması sorunudur…Kendi varlığı da ancak demokratik ortamla mümkün olan DKÖ’nün yaşam sorunudur…Her şeyden önce bir demokrasi sorunudur…Yaşama hakkı başta olmak üzere, insan hakları sorunudur…Şiddetle çözümlenmeyecek derinlikte, çok boyutlu bir sorundur…Ülkede yaşayan her insanın…kendi geleceklerini belirleyebilme sorunudur…Temel bileşeni yıllardır üstü örtülmeye çalışılsa da, bir Kürt sorunu özelliği taşımaktadır….Ülkede yaşayan insanların kardeşliği ve birlikte yaşama sorunudur…” Her kim ki, TTB başkanı ya da bir başkası, bu ifade edilen çizginin dışında davranıyorsa, EDTTB, bunu izin vermeyecektir. Ben, TTB MK ve başkanının, bu çizilen çerçevenin içinde olduğunu düşünüyorum. Bu çerçeveyi benimsemeyen olabilir, bunu açıkça ifade etmelidir. Yok, açıkça ifade etmeyip ülkenin içinde bulunduğu gerilim ortamını kullanma amaçlı olarak çarpıtma yapıyorsa, bu anlam dışıdır.

7. Geçmişte de muarızlarımız, benzer “çamur atma/kelle isteme” yollarına başvurdular. Açlık grevleri süreci, buna en iyi örneklerden biridir. Şimdi de yapılmak istenen aynıdır. “Gençay Gürsoy”un hedef gösterilmesi, bir “kelle alma” operasyonudur. Hiç kimse unutmamalıdır ki, Gençay Gürsoy’un “kelle”sini vermek, TTB’de solu teslim etmek demektir. Onun “kelle”sinin verildiği bir ortamda, ne Atlan Ayaz’a, ne Necdet İpekyüz’e, ne Ali Çerkezoğlu’na yer vardır. Kimse, kendini adam vererek kurtaramaz. Eğer, “iyi hekimlik” denen şeyi siyasetten, özellikle sol siyasetten ari, akademik, ayrıcalıklı hekimlerin yaptığı elit bir iş olarak algılamıyorsak, Gençay Gürsoy’a yönelik saldırıların karşısında durmaktan başka bir şey yapmamak gerek.

8. Her ilin kendi özgün sorunları var tabii. Ama EDTTB olarak seçimlere giren listeler, TTB MK ve onun başkanına yönelik saldırılar karşısında, bizi ilgilendirmiyor tavrındaysa, geçmiş olsun. Çünkü hedefte olan Gençay Gürsoy değil, sol düşüncedir. Ondan vazgeçerek sol olunmaz. Çünkü, o gittikten sonra muhakkak başka bir sol hedef bulunacaktır; soldan bir şey kaldıysa tabii…

Ata Soyer

18.04.2008/Evrensel Gazetesi

Son Yazılar

antalya cagdas

2024-2026 Adaylarımız

Antalya Tabip Odası 2024-2026 dönemi için aday listemiz ve adaylarımızın kısa özgeçmişleri YÖNETİM KURULU  ADAYLARIMIZ

Paylaş:

Bize Ulaşın